12 Ağustos 2010 Perşembe

GİZLİ MUTABAKAT

Türkiye, içinden çıkılmaz olağanüstü olaylarla karşı karşıya kalmaktadır. Gündem; içeriden veya dışarıdan birtakım güçlü unsurlar tarafından değiştirilmektedir. Son 3 yıldan içerisinde birbirinden bağımsız gibi gözüken ancak domino etkisi adı verdiğimiz teori gereği birbirine kenetlenmiş olaylar silsilesi meydana gelmektedir. Bu yazıda; gerçekleştirilmek istenen ve bu konuda adım adım yapılanları sizlerle paylaşacağız.
24 Mayıs 2003 Vatan Gazetesinin haberine göre zamanın Başbakanı be bugün Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül ile Dışişleri Bakanı Powell arasında gerçekleştirdiği “ 2 sayfa 9 maddelik “ gizli mutabakat’ ın içeriğinden bahsetmek ve günümüzde gerçekleşen olaylar, olgular üzerinden bir analiz parametreleri oluşturmak istiyoruz.
Öncelikle; 9 maddeden oluşan gizli mutabakatta; Türkiye’ nin ulus devlet üniter devletine aykırı, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yürütülen asimetrik psikolojik savaşın kaynağını, azınlıklar sorunu ve bu sorunun çözümü için Türkiye’ nin feodalleşmesi, Kıbrıs ve Yunanistan, Ermenistan gibi ulusal çıkarlarımızı etkileyen önemli olanlarda maddeler bulunmaktadır. Bu maddelere genel olarak bakarsak;
-Türk Askeri Irak’ ın kuzeyinden çekilecek
-Sınır harekâtlarına son
-PKK’ ya askeri harekât için ABD’ den izin
-Türkiye’ ye ambargo ve askeri yaptırım tehdidi
-ABD’ nin İran ve Ortadoğu harekâtlarına aktif destek ve katılım
-Türk ordusunun asker ve silah gücünde indirim
-Irak’ ın kuzeyinde kurulan kukla devlet Türkiye tarafından resmen tanınacak
-PKK/ KADEK elemanlarına geniş kapsamlı af
-PKK/ KADEK yasallaştırılacak
-Belediyelere özerklik ve dört yılda aşamaları federasyona geçiş; planları ve antlaşması yapılmıştır.
Bu maddeler ışığında gündemi analiz etmeye kalktığımızda Türk Silahlı Kuvvetler üzerindeki baskının hukuksuz boyutlara ulaşması, aydınlara, gazetecilere, ulus devlet savunucularına karşı girişilen akıl almaz örtülü operasyonlarla bu antlaşmanın uygulandığı açıktır. Burada bir parantez açarsak; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül açıkça bir suç işlemiş, tek başına antlaşma imzalama yetkisi olmadan, yetki gaspına olanak sağlamıştır.
Ülkemizde azınlık diye nitelendirilen; doğu ve güneydoğu’ da oluşturulması istenen bir yapının kaynağı bu gizli antlaşmadır. Belediyelere özerklik, Kamu Reformu Yasası ve Yerel Yönetim Yasaları hızla çıkartılması, Türkiye’ deki Kürt nüfusunun yoğun olarak yaşandığı şehir ve kasabaların belediyelerin özerkleşmesi süreci kararlı olarak yürütülecek, Dört yıl içinde uygulanacak bir planla, üniter devlet yapısını terk ederek, federasyona örtülü olarak ise demokratik özerklik ilan edilecektir. Barış ve Demokrasi Partili Belediye Başkanlarının toplanması ve demokratik özerklik ilan edilmesi, bunun parti programı ve propagandası olması, sorunun asıl kaynağının kültürel hakların verilmesi değil, Türkiye’ nin ulus devlet yapısının zedelenmesi ve yıkılması hedeflenmektedir.
Bu sürecin göstergelerine bakarsak; 1 Ekim 2007 tarihli Star gazetesinden çıkan habere göre; Diyarbakır’ da devam eden Barış Konferansı’ nda konuşan Prof. Michael Gunter, Irak’ ta Kürtler’ e bir fırsat verildiğini belirterek, Türkiye’ deki Kürtler’ e ise AB reformlarına dayalı bir fırsatın geliştirileceğini söyledi.
Sonuç olarak; Türkiye içerisindeki bazı araştırma kuruluşlarının raporlarında da analiz edildiğine göre Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ nda etnik kökenin vurgulanması, iki yapılı sistem, Türkçenin resmi dil olmaması, Anayasal vatandaşlığın ( mad.66) iptal edilmesi ve daha geniş perspektifte yer alınması gibi çözüm önerileri ifade edilmektedir. Özetle; oluşturulması gereken bu yapı Türkiye’ nin milli birliği ve beraberliğini, ulus devlet yapısını zedeleyecek ve rejim sorunu oluşturulmasına neden olacaktır.

SÜLEYMAN GÖK
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ ULUSLARASI İLŞKİLER BÖLÜMÜ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder