15 Ağustos 2010 Pazar

KÜRT SORUNUNUN AÇMAZLARI

Demokratik Açılım adı ile başlayan ve birçok tartışmalara neden olan bu süreç içerisinde değişik çözüm önerileri dile getirilmiş ve getirilmeye devam etmektedir. Kürtlerin temsilcisi olduklarını iddia edilen BDP( Barış ve Demokrasi Partisi) , Kanaat önderleri, aydınlar, yazarların üzerinde durdukları ve bu sorunun çözümü için “ bazı kesimlere” göre marjinal gelen talepleri ve olmazsa olmazları bulunmaktadır. Kürt Sorunu ya da Birlik ve Beraberlik Açılımının açmazlarını ele alacağımız bu çalışmada ortaya konulan talepleri ve bunların sonucunda meydana gelebilecek olayları değerlendireceğiz.
Doğu ve Güneydoğu Sorunu olarak da nitelendirilen sorunun çözümünde en önemli gereklilik Anayasal Güvence ve birtakım isteklerin “ Toplum Sözleşmesi” nde garanti altına alınmak istenmesidir. Bu istekler nelerdir ve kabul edilebilir bir gerçeklik ifade etmekte midir?
Bugünkü Anayasamızın eleştirilerini yapan ve bu soruna çözüm önerileri getiren Tesev’ in raporundan alıntılar yaparak, bu konudaki genel camianın/ kitlenin görüşlerini anlamış olacağız, “ Bu çerçevede Türkiye’ ye bakılacak olursa, hukuk mevzuatının, tüm bireylerin haklarını güvence altına almak yerine, türdeş bir toplum ve modern bir ulus yaratma ideolojisini benimsediği görülmektedir” diyerek Anayasa’ dan laiklik, milliyetçilik ve Atatürkçülük kavramlarını çıkarma taleplerinde bulunulmaktadır.
Genel olarak önerilere bakacak olursak;
-Türk, Türklük, Türk soyu gibi ifadeler çıkarılmalı, etnik kökene yapılan bu vurgu, Türkiye’ nin dış politikasının etnik temelli anlayışının göstergelerinden biridir.
-Atatürkçülük ve milliyetçilik dâhil olmak üzere herhangi bir ideolojiye dayanmamalı; toplumdaki herhangi bir etnik, dini, kültürel kesimin veya sınıfın çıkarlarını diğerlerinin üzerinde tutmayıp, bütün bireylere eşit mesafede durmalıdır.
- “Türk Millet” ifadesi yerine Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları ifadesiyle değiştirilmelidir.
-Madde( 66. ) değiştirilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı ile değiştirilmelidir.
-OHAL kanundaki değişiklik talebi
Yasal değişiklik önerileri başlığı altında belirtilen görüş: Toplumsal hayatın farklı alanlarını düzenleyen çok sayıda yasada Türk etnik kimliğine referans ve vurgu içeren hükümler yer almaktadır. Bu durum, Türk etnik kimliğine mensup olmayan Kürt ve diğer vatandaşları dışlamaktadır.
Yasal değişiklik önerileri;
-Milletvekili Seçimi Kanunu değiştirilmeli
-Siyasi Partiler Kanunu
-Türk Ceza Kanunu
-Terörle Mücadele Kanunu
-İl İdaresi Kanunu
-Milli Eğitim Temel Kanunu
-Nüfus Hizmetleri Kanunu
-Harf Kanunu
-Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu
-OHAL Kararnameleri gibi öneriler sunulmaktadır.
Sonuç olarak; Açılım paketinin bugüne kadar açılmaması akıllarda soru işareti bırakmıştır. Açılım çalışmalarının başladığı günden itibaren toplumsal huzur ve güven ortamı kalmamış, sivil itaatsizlik aşırı derecede artmıştır. Terörle Mücadele etkinlik gösterilmesi şehitlerin gelmesine neden olmaktadır. Özetle; eğer bir sorun varsa gerçekçi çözüm önerileri ile talepler arttırılmalı; Türkiye Cumhuriyeti’ nin üniter devlet, ulus devlet ve milli birliğine zarar verecek her türlü çalışmadan, söz ve eylemden kaçınılmalıdır.
SÜLEYMAN GÖK
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ ULUSLAR ARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ

12 Ağustos 2010 Perşembe

GİZLİ MUTABAKAT

Türkiye, içinden çıkılmaz olağanüstü olaylarla karşı karşıya kalmaktadır. Gündem; içeriden veya dışarıdan birtakım güçlü unsurlar tarafından değiştirilmektedir. Son 3 yıldan içerisinde birbirinden bağımsız gibi gözüken ancak domino etkisi adı verdiğimiz teori gereği birbirine kenetlenmiş olaylar silsilesi meydana gelmektedir. Bu yazıda; gerçekleştirilmek istenen ve bu konuda adım adım yapılanları sizlerle paylaşacağız.
24 Mayıs 2003 Vatan Gazetesinin haberine göre zamanın Başbakanı be bugün Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül ile Dışişleri Bakanı Powell arasında gerçekleştirdiği “ 2 sayfa 9 maddelik “ gizli mutabakat’ ın içeriğinden bahsetmek ve günümüzde gerçekleşen olaylar, olgular üzerinden bir analiz parametreleri oluşturmak istiyoruz.
Öncelikle; 9 maddeden oluşan gizli mutabakatta; Türkiye’ nin ulus devlet üniter devletine aykırı, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yürütülen asimetrik psikolojik savaşın kaynağını, azınlıklar sorunu ve bu sorunun çözümü için Türkiye’ nin feodalleşmesi, Kıbrıs ve Yunanistan, Ermenistan gibi ulusal çıkarlarımızı etkileyen önemli olanlarda maddeler bulunmaktadır. Bu maddelere genel olarak bakarsak;
-Türk Askeri Irak’ ın kuzeyinden çekilecek
-Sınır harekâtlarına son
-PKK’ ya askeri harekât için ABD’ den izin
-Türkiye’ ye ambargo ve askeri yaptırım tehdidi
-ABD’ nin İran ve Ortadoğu harekâtlarına aktif destek ve katılım
-Türk ordusunun asker ve silah gücünde indirim
-Irak’ ın kuzeyinde kurulan kukla devlet Türkiye tarafından resmen tanınacak
-PKK/ KADEK elemanlarına geniş kapsamlı af
-PKK/ KADEK yasallaştırılacak
-Belediyelere özerklik ve dört yılda aşamaları federasyona geçiş; planları ve antlaşması yapılmıştır.
Bu maddeler ışığında gündemi analiz etmeye kalktığımızda Türk Silahlı Kuvvetler üzerindeki baskının hukuksuz boyutlara ulaşması, aydınlara, gazetecilere, ulus devlet savunucularına karşı girişilen akıl almaz örtülü operasyonlarla bu antlaşmanın uygulandığı açıktır. Burada bir parantez açarsak; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül açıkça bir suç işlemiş, tek başına antlaşma imzalama yetkisi olmadan, yetki gaspına olanak sağlamıştır.
Ülkemizde azınlık diye nitelendirilen; doğu ve güneydoğu’ da oluşturulması istenen bir yapının kaynağı bu gizli antlaşmadır. Belediyelere özerklik, Kamu Reformu Yasası ve Yerel Yönetim Yasaları hızla çıkartılması, Türkiye’ deki Kürt nüfusunun yoğun olarak yaşandığı şehir ve kasabaların belediyelerin özerkleşmesi süreci kararlı olarak yürütülecek, Dört yıl içinde uygulanacak bir planla, üniter devlet yapısını terk ederek, federasyona örtülü olarak ise demokratik özerklik ilan edilecektir. Barış ve Demokrasi Partili Belediye Başkanlarının toplanması ve demokratik özerklik ilan edilmesi, bunun parti programı ve propagandası olması, sorunun asıl kaynağının kültürel hakların verilmesi değil, Türkiye’ nin ulus devlet yapısının zedelenmesi ve yıkılması hedeflenmektedir.
Bu sürecin göstergelerine bakarsak; 1 Ekim 2007 tarihli Star gazetesinden çıkan habere göre; Diyarbakır’ da devam eden Barış Konferansı’ nda konuşan Prof. Michael Gunter, Irak’ ta Kürtler’ e bir fırsat verildiğini belirterek, Türkiye’ deki Kürtler’ e ise AB reformlarına dayalı bir fırsatın geliştirileceğini söyledi.
Sonuç olarak; Türkiye içerisindeki bazı araştırma kuruluşlarının raporlarında da analiz edildiğine göre Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ nda etnik kökenin vurgulanması, iki yapılı sistem, Türkçenin resmi dil olmaması, Anayasal vatandaşlığın ( mad.66) iptal edilmesi ve daha geniş perspektifte yer alınması gibi çözüm önerileri ifade edilmektedir. Özetle; oluşturulması gereken bu yapı Türkiye’ nin milli birliği ve beraberliğini, ulus devlet yapısını zedeleyecek ve rejim sorunu oluşturulmasına neden olacaktır.

SÜLEYMAN GÖK
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ ULUSLARASI İLŞKİLER BÖLÜMÜ